MAKALELER

Sosyal Fobi

Sosyal Fobi
Sosyal fobi, diğer insanlarında bulunduğu ortamda küçük düşme, eleştirilme, hata yapma ile ilgili olan korkudur. Bu korkular insanı birçok eylemden kaçınmaya iter ve bir kısır döngü oluşturur.

 

Fobi; Bazı durumlar veya objeler karşısında insanların hissettiği mantık dışı endişe veya korku olarak tanımlanır.  Bu korkular insanların günlük işlevlerini bozabilir. Temelde sosyal fobi, diğer insanlarında bulunduğu ortamda küçük düşme, eleştirilme, hata yapma ile ilgili olan korkudur. Bu korkular insanı birçok eylemden kaçınmaya iter ve bir kısır döngü oluşturur.

Özellikle, kişi performans göstermesi gereken bir durumla karşı karşıya kalırsa örneğin; sunum yapma veya yeni bir sosyal ortama girme gibi durumlarda daha çok kaygı duyar. Bu çevresel durumlar kişinin dengesini bozan bir tehdit olarak algılanır ve buna karşı bir savunma mekanizması oluşturamazsa anksiyete oluşur. Aslında, sosyal anksiyetenin oluşumunda ilgili bir faktör olabilecek “beklenti anksiyetesi” burada devreye giriyor olabilir. Çünkü aynı tehdit önceden de yaşanmış ve kişinin güvenini kırmışsa; yeniden böyle bir durumla karşılaşmak bu olumsuzluğun tekrar yaşanacağı kaygısını taşıdığı için yenilgiyi çoktan kabul etmiş olur ve bu mesaj beyne gönderilir. Bu durum aslında başta da bahsedilen kısır döngüyü meydana getiren şeydir.

Gerçek olmayan bir tehdit sosyal fobisi olan kişiyi “kaçma” düşüncesine sürükler. Bir kez bile kaçmak bu kısır döngüyü başlatmak için yeterlidir. Yani, yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmek öğrenilmiş çaresizlik duygusunu ortaya çıkarır ve bu duygu sosyal anksiyeteyi daha da şiddetlendirir. Kısacası, sosyal fobide en belirgin düşünce “ben bunu yapamam” düşüncesidir.

Sosyal fobisi olan kişiler için olumsuz düşünmek yerleşmiş bir alışkanlıktır ve bu düşüncelerinin arasında hiç boşluk olmadığı için araya olumlu düşünceler giremez. Beyin “Ben bunu yapamam” düşüncesiyle harekete geçer ve yardımcı diğer olumsuz düşüncelerle bu düşünceyi gerçekleştirir.  Kişi bu düzenin nasıl başladığını fark ettiğinde gelişimini engelleyebilir.

Sosyal fobinin ne zaman başladığını bakacak olursak, aslında temeli çocukluk yıllarında atılır. Çocukluk döneminin 1-3 yaş aralığı çocukların özerklik dönemidir. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık ihtiyacı duyarlar. Aşırı korumacı ya da aşırı cezalandırıcı ebeveynlik tutumları sosyal fobinin kökeninde yer alır. Çocuklukta maruz kalınan bu ebeveynlik tutumlarının etkileri ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine de yansır.  

Sosyal fobide karşılaşılan fizyonomik ve duygusal tepkiler vardır. Fizyonomik tepkiler;

-Kalp çarpınıtısı

-Terleme

-Yüz kızarması

-Titreme

-Nefes alamıyormuş hissi

-Baş dönmesi

-Mide bulantısı

-Düşünce akışında yavaşlama

-Konuşulanları algılayamama

-Ağız kuruluğu

Duygusal tepkiler ise sosyal ortamlarda oluşan durumlarla baş edememe korkusudur. Bu korku ve kaygı duygusu o kadar yoğundur ki kişi bu duyguları tanımlamaktan kaçınır ve bu durumlardan kaçınma sonucunda bu duygular kişinin özgürlüğünü elinden alır. Yani, kişi duygularını değil duygular insanı yönetmeye başlar.

Bu durumda kişiler hem endişe verici durumlardan kaçarlar hem de bu davranışlarından memnun olmazlar ve özgüvenleri düşer. Bunun yanı sıra, sosyal fobiye sahip kişilerde mükemmeliyetçilik de belirgin olarak görünen bir özelliktir. Mükemmeliyetçilik kendinde sürekli kusur aramaya ve küçücük hataları bile tolere edememeye zemin hazırlar. Hata yapma olasılığı o işten vazgeçmelerine yol açar.  Yapamayacaklarını düşündükleri işlerle bir daha asla ilgilenmezler.

Sosyal fobi yarattığı kaygı nedeniyle diğer psikolojik rahatsızlıklara da yol açabilir. Depresyon, alkol-madde kullanımı, obsesif kompülsif bozukluk, panik bozukluk genellikle sosyal fobisi olan insanlarda görülebilen hastalıklardandır.

Yazan:

Psikolog Elif Didem Aslan

Kaynak:

Yıldız Burkovik, H. (2004). Sosyal Fobi, Görünen ve Görünmeyen Yüzleri. Timaş, İstanbul.

Bağ Psikoloji Danışmanlık